Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ev sahipliğinde, Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği (ÜNAK) iş birliğiyle düzenlenen “ÜNAK 2025 Dijital Çağda Bellek Kurumları: Dönüşüm, Konumlama ve Gelecek Perspektifleri” başlıklı sempozyum, 11–12 Eylül 2025 tarihlerinde Farabi Kampüsü Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Açılış törenine ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal ve Prof. Dr. Servet Karasu, Eczacılık Fakültesi Dekanı ve Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademisyenler, kütüphaneciler ve farklı üniversite ve kurumları temsilen gelen 200’ün üzerinde katılımcı iştirak etti.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmaları gerçekleştirildi.

İlk konuşmayı yapan ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, dijital çağın etkisiyle köklü bir dönüşüm geçiren kütüphanelerin artık yalnızca bilgiye erişim merkezleri olmadığını vurguladı. Kütüphaneleri “insanlığın ortak hafızası” olarak tanımlayan Prof. Dr. Özölçer, kütüphanecilerin günümüzde bilgiyi sadece saklayan değil, aynı zamanda anlamlandıran ve topluma rehberlik eden birer yol gösterici olduğunun altını çizdi.
“Hafızasız toplum, pusulasız gemiye benzer,” diyen Prof. Dr. Özölçer, kütüphanelerin sadece bilgiye değil; toplumların kimliğine, geçmişine ve geleceğine de açılan kapılar olduğunu belirterek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Ecdadımızın insanlığa armağan ettiği köklü ilim mirasını, dijital çağın imkânlarıyla buluşturarak genç kuşaklara aktarmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sempozyumun bu anlamda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyor; tüm katılımcılara verimli ve ilham verici bir etkinlik olmasını temenni ederek programa emek veren ve katılım sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum.”

ZBEÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Osman Demir de konuşmasında ÜNAK 2025 Sempozyumu’na ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Dijitalleşmenin kütüphanelerin rolünü köklü biçimde değiştirdiğini vurgulayan Demir, kütüphanelerin artık yalnızca geçmişi korumakla kalmayıp, dijital kültürel mirasın geleceğini biçimlendiren aktörler hâline geldiğini ifade etti. Ayrıca Prof. Dr. Durmuş Günay Kütüphanesi’nde hayata geçirilen 7/24 açık kütüphane hizmeti, Lisansüstü Eğitim Ofisi çalışmaları ve koleksiyonların sürdürülebilir geliştirilmesi gibi uygulamaların kütüphaneyi pasif bir kaynak sağlayıcısından, bilgi üretiminin aktif ortağına dönüştürdüğünü belirtti. Demir, ayrıca açık erişim politikalarının üniversitenin bilimsel görünürlüğüne stratejik katkılar sunduğunu vurguladı.

ÜNAK Başkanı Fatih Kumsel ise konuşmasında, bu yılki sempozyum temasının kütüphanelerin dijital çağda üstlendikleri yeni roller açısından büyük önem taşıdığını belirterek organizasyona ev sahipliği yapan ZBEÜ’ye, Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e ve Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’na teşekkürlerini iletti.

Sempozyuma katılan birçok veri tabanı firması da stant açarak akademisyenler ve öğrencilerle ürün ve hizmetlerini paylaşma fırsatı buldu.

ZBEÜ Prof. Dr. Durmuş Günay Kütüphanesi de sempozyuma atölye, bildiri ve poster sunumlarıyla katkı sağladı. Çaycuma Sivil Havacılık Yüksekokulu Sekreteri Ayşegül Tok, “Söz Uçar, Papirüs Kalır” başlıklı atölye çalışmasıyla; Kütüphaneci Hasan Üstünkol, “ME-KA (Mesleğe Kazandırma) Eğitimi: Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Örneği” adlı bildirisiyle; Kütüphaneci Ayşegül Karataş ise “Sosyal Medyada Kütüphane Algısının İnşası: Sessizden Görünür Olana – Prof. Dr. Durmuş Günay Kütüphanesi Örneği” başlıklı poster sunumuyla programa katkı sundu.

İki gün süren sempozyum boyunca gerçekleştirilen atölyeler, bildiri oturumları ve poster sunumları, kütüphanelerin geleceğine ışık tutacak tartışmalara ve bilgi paylaşımına zemin hazırladı.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Prof. Dr. Durmuş Günay Kütüphanesi olarak, bu önemli bilimsel etkinliğe ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyor; bizlerden her zaman desteğini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’e şükranlarımızı sunuyoruz.